OSTİM Savunma ve Havacılık Kümelenmesi’nin (OSSA) üyesi Turalı Group, Genel Koordinatör Ramazan Gücükturalı, sanayicinin kazandığıyla daha çok yatırım yapması gerektiğini vurguladı.
OSTİM Savunma ve Havacılık Kümelenmesi’nin (OSSA) üyesi Turalı Group, hidrolik, pnömatik, çelik boru, savunma-havacılık ve hırdavat başlıklarında faaliyet gösteriyor. Çin’de, Tayvan’da, Azerbaycan’da, Almanya’da, Türkiye’de ve Nijer’de yatırımlarının olduğunu belirten Genel Koordinatör Ramazan Gücükturalı, sanayicinin kazandığıyla daha çok yatırım yapması gerektiğini vurguladı.
70’e yakın ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini söyleyen Gücükturalı, “Eğer ben ihracat kolaylığı kazanıyorsam, devletim bana bu imkânı sağlıyorsa, sanayici olarak yapmam gereken tek bir şey var; kazandığımı bu ülkeye yatırmak. Çünkü sanayicinin gerçek anlamı bana göre şudur: Sanayici eve, arsaya yatırım yapmaz, ülkesine, üretimine ve işçisine yatırım. Ahilik sistemini devam ettirir.” dedi.
Sizi tanıyabilir miyiz? Sanayiye ilk olarak 13 yaşta çırak olarak adım attım. O zamanlar da makinalara ilgim vardı. Bozuk televizyonları ve atarileri tamir etmeye çalışır, okul defterime çalışma sistemlerini çizerdim. Bu merakım gelişti ve lisans derecesi olarak makine mühendisliğinde karar kıldım. Sonra da mühendislik bilgimi Hacettepe Üniversitesi’nde yaptığım soyut matematik ve enerji uzmanlığı yüksek lisansı ile pekiştirdim. Halihazırda Turalı Group olarak mücadeleme devam ediyorum.
Çıraklık size neler kazandırdı? Çay vermesini bilmeyen, çay istemesini bilmez! Çıraklık yapmayan kalfalık, kalfalık yapmayan da ustalık yapamaz. Ustalık yapmayan ise büyük bir işletmeyi yönetemez. Bütün seviyeler aşama aşama gerçekleşir. Eğer bir aşamayı bitirmeden bir üst aşamaya atlarsanız, ara aşamada edinilmeyen tecrübeler, karşınıza sorun olarak çıkar. Kısacası çıraklık bana iş hayatının temellerini öğretti.
Bundan 5 yıl öncesine kadar Almanya ve Çin’deki iki ayrı firmanın Türkiye bölge müdürlüğünü yürütüyordum. Bu iki firma, Bauma Fuarı’nda benim yönlendirmelerimle birleşme anlaşmasını imzaladı. İki firmanın birleşmesinden sonra Türkiye Genel Müdürü olarak devam ettim. Kısa süre sonra bana ortaklık teklif edildi ve firmanın en küçük ortağı oldum. 2011 yılının sonlarına doğru hisse payımı artırma kararı aldım ve ortaklıkta söz sahibi oldum. 2014’te ise firmamızın temeli atıldı. Türkiye’de bir kişiyle başladığımız sistemi şu an 350 kişiden ve günden güne büyüyen bir sistem haline getirdik. Dünya üzerinde 6 ayrı bölgede faaliyetlerimize devam ediyoruz.
Firmanız hangi alanlarda çalışıyor? Firmamız uluslararası ortaklı bir yapıya sahip olup, Çin’de, Tayvan’da, Azerbaycan’da, Almanya’da, Türkiye’de ve Nijer’de faaliyet gösteriyor. Yaklaşık 70 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz ve 6 farklı sektörde üretimlerimiz var.
Başlıca sektörlerimiz; Hidrolik ve Pnömatik ekipman üretimi ve tedariği, metal çelik boru üretim ve tedariği, makine imalatı, talaşlı, büküm, kaynak imalatı ve havacılık -savunma sanayi ve endüstriyel hırdavat tedariği.
Hidrolik ve pnömatik alanımızda, fittings, hortum ve ekipmanların üretimini ve tedariğini yapıyoruz. Hidrolik Hortum üretim merkezimiz Almanya. Yıllık olarak ülkemize 5 milyon metre hidrolik hortum imal ediyoruz. Bu rakam dünya geneline satışlarımızda yıllık 18 milyon metreye ulaşıyor. Hidrolik bağlantı kısmında standart 6 bin çeşit, özel kalemlerle beraber 15 bin çeşit bağlantı elemanı imal ediyoruz. Hidrolik ve pnömatik grubumuzdaki diğer üretimlerimiz ise piston imalatı, montaj makineleri ve test makineleri giriyor.
İkinci sektörümüz çelik boru ve profil. 300 mm çapına kadar ve et kalınlığı 40 mm’e kadar çelik çekme, 4500 mm çapına kadar spiral kaynaklı boru imalatı yapıyoruz. Rolling büküm ve flanş imalatı da faaliyetlerimiz arasında.
Üçüncü alanımız savunma ve havacılık. RAMSA adını taşıyan en genç yapımız OSTİM’de yer alıyor. Kısa sürede önemli işler başardık ve günden güne imalat ölçeğimizi büyütmekteyiz.
TurMachinery isimli firmamızda ise 100’e yakın patentimiz var. Burada da özel makine imalatı ve standart makine imalatları gerçekleştiriyoruz. Üretim veriminin artırılmasına yönelik makine projelendirmesi ve imalatını yapıyoruz. Şu an makinalarımız dünya üzerinde 25 ülkede kullanılıyor.
Beşinci sektörümüz, endüstriyel hırdavat tedariği. İstanbul’da 10 bin metrekarelik bir alana sahibiz. Türkiye’deki büyük projelerin çoğunluğunda varlık gösteriyoruz.
Sanayicilik ve girişimcilik kavramlarını nasıl değerlendirirsiniz? Sanayiciler, bir ülkenin bağımsızlığının mihenk taşı olan, kendi kendine yetebilirliğin sağlayıcısıdır. Girişimcillik ise bu tanımla bağlantılı olmakla birlikte, parlak bir iş fikrinden yola çıkıp küreselleşmenin getirdiği faydalardan da yararlanarak piyasanın bir parçası olmaktır. Özellikle dünya genelinde, küçük bir iş fikri ile yola çıkan girişimcilerin kurduğu şirketlerin marka değerlerinin milyar dolarları aştığını görüyoruz. Ülkemizde bunun olması için, parlak zekalı ve girişimci ruhlu gençlerimizin elinden tutmak hem biz özel sektördeki şirketler hem de devletimizin sorumluluğundadır. Endüstri 4.0 devri bu gençlerin elinde olacak.
Sayın Cumhurbaşkanımızın bu yolda bize iyi kapılar açtığını düşünüyorum. İşim dolayısıyla Afrika ve Körfez ülkelerine gittiğimde bunun etkileriyle bizzat karşılaştım. Devletimize sempati ve saygıyla bakılması, oralarda yeni iş olanakları yaratmak veya işinizi geliştirmek için büyük bir fırsat sunuyor bizlere. Eğer ben ihracat kolaylığı kazanıyorsam, devletim bana bu imkânı sağlıyorsa, sanayici olarak yapmam gereken tek bir şey var; kazandığımı bu ülkeye yatırmak. Çünkü sanayicinin gerçek anlamı bana göre şudur; sanayici eve, arsaya yatırım yapmaz, ülkesine, üretimine ve işçisine yatırım. Ahilik sistemini devam ettirir.
Kamu alımlarından ne bekliyorsunuz? Kamu alımlarından beklentim, kamunun yaptığı yurtdışı alımların en aza indirgenmesi ve yerli üreticiye fırsat sunulmasıdır. Yeterli kaynak ile yerli üreticimizin başaramayacağı hiçbir işin olmadığına inanıyorum.
Devletin yerli ürünü tercih etmesi ne sağlar? Yerli üretici gelişir, geliştikçe kalitesi artar. Kalitesi arttıkça globalleşir. Globalleştikçe Türkiye’ye döviz getirir, ihracat yükselir. Bu da ülkenin ekonomik gücünü artırır. Dengeyi baştan aşağı değiştirir. Bu hususta altının çizilmesi gereken konu, Ar-Ge ve inovasyondur. Bizlere düşün görev, küresel düzeye rekabet etmek için her günümüzü kendimizi geliştirmek için harcamalıyız.
Hedefleriniz neler? 1, 5 ve 10 yıllık planlarımız var. Bir yıl sonrasında savunma sanayi alanındaki projelerde ana tedarikçi olmak, 5 yıl sonrasında ise en az iki firmamızı İSO İkinci 500 listesinde yer aldırmak istiyoruz. 10 yıllık planlamamız sonucunda varmak istediğimiz yer; şirketimizi global marka haline getirmek ve sektöründe lider olmaktır. Bu hedefler doğrultusunda dur durak bilmeden çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Girişim düşüncesi olanlara tavsiyeleriniz var mı? Çalışkan olun ve analitik düşünme kabiliyetinizi geliştirin. Cesur olun ve fırsatların ayağınıza gelmesini beklemeyin. Fırsatları siz yaratın.
ÜRETİM DEMEK OSTİM DEMEK OSTİM, Türkiye’nin en önemli sanayi bölgelerinden biri. Bu bölge içerisinde yer almak bizlere büyük bir katkı sağladı. OSTİM devasa bir mağaza. Üretime dair ne var ise, bunu OSTİM’de bulabilirsiniz. Eğer üretim alanında kendinizi geliştirmek istiyorsanız, kesinlikle OSTİM’de yer almalısınız.
ICDDA KAPI AÇACAK OSSA, OSTİM’in potansiyelini göz önüne seriyor. Kümelenmemiz birlikten güç doğar sözünün tam olarak karşılığıdır. OSSA, savunma sanayiindeki her noktada ciddi bir söz sahibi ve gün geçtikçe gelişimini sürdürüyor. Küme, hatırlayamadığımız, takip edemediğimiz ya da yolunu bilmediğimiz kısımlarda bize yol gösteriyor. ICDDA’18’de olacağız. Bu etkinliğin bize yeni yollar ve iş birlikleri açacağını düşünüyoruz.